6 Aralık 2010 Pazartesi

Öylesine

Sevdiklerine sıkı sıkıya bağlanan; sevdi mi canını çıkartan, bağımlılıklarına sürekli olarak yenilerini ekleyen, sevdiği şeylerden asla kısa sürede sıkılmayan -hatta hiç sıkılmayan- biriyim. Ancak bu tarz insanların aksine sildim mi tam silerim gibi bir durumum yoktur. Ben dahil hiçkimsenin mükemmel olmadığını bildiğimden herkesin hata yapabileceğini baştan kabullenmişimdir. Bu nedenle insanları hatalarından dolayı silmek konusunda fazlasıyla çekimser davranırım. Tabi ki tek şartla... Art niyet olmasın.

Kinlenen ve kinini içinde tutan biri değilimdir. Birinin bana yaptığı kötülüğü içimde biriktirip hatta büyütüp ona karşı kullanmam. Ama hiçbir zaman salak bir insan olmadım. Beni gerçekten iyi tanıyan herkes haddinden fazla kıvrak zekalı olduğumu ve insanları fazlasıyla gözlemlediğimden ve belki de gereğinden fazla meraklı olduğumdan kişileri tahlil kabiliyetimin yüksek olduğunu bilirler. Yemeklere, kitaplara hatta yazarlara karşı önyargılı davranabilsem de asla kişilere karşı önyargılı olmamışımdır. Sanırım benim hakkımda fazlasıyla önyargılı düşünen insan olduğunu bildiğimden midir bilmem ama hayatımın özellikle üniversite sonrasındaki zamanında bu konuda hassas davranmışımdır. Hem zaten birisi hakkında fikir sahibi olmak için onunla geçirilecek çok uzun zamana ihtiyacınız yoktur ki zamandan tasarruf etmek için önyargılı olunsun. O kişiyle geçirilecek 2-3 saat yeterlidir genel bir fikir edinmeye. Aradaki boşluklar ise zaman içerisinde tamamlanır.

Gözlem yeteneğim kuvvetli olduğundan genelde birisi hakkında ilk konuşmanın / görüşmenin ardından verdiğim kararlar doğrudur. Genelde... Tabi ki ben de hata yapıyorum. Çok iyi bir karaktere sahip olduğunu düşündüğüm insanların birden bire devasa yalanları ile karşılaşıyorum. Olmadıkları biri gibi görünüyor, davranıyor ve yaşıyorlar. Bu kişilerin kendilerine saygısı olmadığından karşılarındakine de saygısı olmuyor. Saygı dediysem öyle klasik saygı kalıplarından bahsetmiyorum. Karşındakine böylesi bir yalan söyleyerek onu salak yerine koymaya çalışmak saygısızlığın ta kendisidir. Ama nadirdir bu insanların yanıma yanaşmışlıkları. Geç de olsa bir şekilde fark ederim samimi olmadıklarını, kendileri olmadıklarını... Ve geldikleri gibi giderler hayatımdan, hiçbir iz bırakmadan... 


Esasında çok başka bir şey anlatmak üzere buraya gelmiştim ama işte bazen insan eline, diline, düşüncelerine hakim olamıyor. Onlar istedikleri gibi, umarsızca akıyorlar boş buldukları sayfaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder