30 Temmuz 2011 Cumartesi

Çok Sıcak Ama Sadece Size mi??

Evimizde ya da işyerimizde oturup "çok sıcakkkk.. offf.. pufff.." diye şikayetlenip duruyor ve serinlemek için klimayı açıyor, kendimize soğuk bir içecek alıyor ya da buz gibi duşa giriyoruz; hatta yazlıkta ya da tatildeysek kendimizi denizin veya havuzun serin sularına atıyoruz ya bunu yapamayan ve bu sıcaklarda içecek bir bardak su bulamayarak kavrulup ölen küçük çocuklar var. Gerçekten!!!


Giyim kuşam, moda, takı, kendi çocuğunun otu çöpü gibi şeylerden başını kaldırıp da dünyada olanları dehşetle izleyen ve yaşananlardan haberi olan bir sürü insan vardır eminim. Ama olmayanlar için minik bir bilgilendirme yapmak ve bu konuya değinmek istedim.

Afrika'daki milyonlarca çocuğun hayatı tehlikede. Açlığın yanı sıra temiz içme suyu yokluğu sebebiyle bebekler ölüyor. Bu konu hakkkında UNICEF 10 milyon insanın yardıma ihtiyacı olduğunu duyurdu ve kolları sıvadı. Yardımın azı çoğu olmaz. Lütfen sizler de elinizden geldiği ölçüde dünyamızı daha yaşanabilir kılmak için yardım edin. Konu hakkında daha fazla bilgi almak ve bağışta bulunmak için Unicef'in resmi sitesine buyrunuz. Ya da SMS ile 10 TL'lik yardım için AFRİKA yazıp 3005'e kısa mesaj gönderebilirsiniz. 

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Gıcıklık Bu Ya

Zamanında sevgili büyük büyük babalarım şekil 2-A'da görüldüğü gibi davranmamış ve dağ taş kıvamındaki Çankaya'dan ya da bağ bahçe diye tabir edilen Etiler'den bir kaç dönüm arazi almış olsalardı herkes güneş/deniz/tatil üçlüsünün tadını çıkartıyorken ben bu sıcaklarda Ankara'nın göbeğinde çalışmak durumunda olmazdım.


Şekil 2-A


25 Temmuz 2011 Pazartesi

Ankamall'de Bir Haftasonu

Haftasonunda fırsattan istifade biraz Ankamall'de dolaştım. Gerçi kısıtlı zamanda istediğim mağazaların tamamına bakamadım ama olsun. Bu benim bir şeyler almama engel olmadı. :)

Yaz sezonu açıldığı andan itibaren beni en çok hayal kırıklığına uğratan mağaza Nine West olmuştu. Şaka gibi... Her sezonda alacak bir sürü ayakkabı bulmama ve sezon indirimlerini beklemeden bir kaç tanesini almama rağmen bu sezonda bir tane bile ayakkabı beğenememiştim. Belki yeni bir şeyler gelir umuduyla kaç kere baktım; sayısını ben bile bilmiyorum. Gerçi zaten orasının adı benim dilimde farklı. Kısaca mabet derim Nine West'e ve oraya girmeden AVM dolaşması bitmez benim gözümde. Sadece sinema için gitmiş olsam bile mabede uğramadan çıkılmaz AVM'den. :)

Ama işte bu sezonda kaç kere girersem gireyim hiçbir şey değişmedi ve ben bir türlü ayakkabı beğenemedim. Onun yerine ikinci alternatifim Hotiç ile sonraki tercihim İnci nasiplendi. Ama yılmadım, bıkmadım bugün yine girdim. Ve o da ne?? Birden bu sezon bildiklerimden farklı bir kreasyon gözüme ilişti. Tüm ayakkabılar   % 50 indirimde olmasına rağmen bu yeni gelmiş olan grup % 30 indirimdeydi ve bu ayakkabıyı mağazanın diğer köşesinden gözüme kestirdim, göz kontağını kaybetmeden hızlıca yanına gittim. Bir panter edasıyla avımın üzerine atlayıp bir çırpıda ayağıma geçirdim ve o andan itibaren bırakmadım. :)) Kesinlikle mükemmel tanımlamalarını yapabileceğim bu ayakkabı bu av sonucunda dolabımdaki yerini almış oldu. Fotoğrafı tek başıma çekmeye çalışırken yere kapaklanma tehlikesi atlattım :) Hem nasıl olduysa olmuş; anlamadım; sağ ayağıma sanırım ters bir baskı uygulamışım ve ayağım eziyet çekiyormuş gibi görünmüş. Ama esasında bu topuk boyuna göre çok rahat bir ayakkabı.


Nine West'ten çıkmadan LaSenza'dan bir de t-shirt aldım. Sonrasında ise Zara'da gördüğüm çantaya aşık oldum. En sevdiğim renk mavinin mükemmel tonu olan saks mavisi renginde ve tam istediğim modelde. Yeni sezon olmasına aldırmadan kaptım hemen. Bir de onunla aynı renkteki atleti aldım.


Zara gibi Mango'da yaz sezonunun ikinci yarısını açmış. İndirim bölümü duruyor ama az da olsa yeni ürün gelmiş durumda. Orayı dolaşmaya vaktim yetmedi ama hafta içi bir doktor randevusu sonrasında hızlıca oraya bakmış ve çok beğendiğim bu bluzu kapıvermiştim. 


Kısa alışveriş turu böylece sona ermiş oldu. İşte bu haftasonundan bana kalanlar...


24 Temmuz 2011 Pazar

27 Yaşında Bir Ölüm Daha

Bugün dışarıdan geldiğimde öğrendim ki Amy Winehouse ölmüş; inanamadım. Gerçekten inanamadım. 27 yaşında gencecik bir yıldız daha kaydı gökyüzünden. Sanırım rock yıldızları için cidden lanetli bir yaş 27. Kimler gitmedi ki 27 yaşında. Kurt Cobain, Janis Joplin, Jim Morrison, Jimi Hendrix, Brian Jones ve şimdi de Amy Winehouse. Yazık ki ne yazık...

Çok değil daha 1 ay öncesinde konserine gitsek mi diye düşünüyordum. Çok istememe rağmen program sıkıntısı sebebiyle gidemeyecektim ki o da zaten son günlerde bağımlılığının tavan yapması sebebiyle konserini iptal etmek durumunda kalmıştı. Çünkü İstanbul konserinin hemen öncesinde Avrupa Turnesi kapsamında gittiği Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da gerçekten rezil olmuştu.

"Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir" diye bir laf vardır. Her ne kadar kabul etmek istemesem de öyleydi, belliydi sonu. Şu farka baksanıza. 2004 yılında ne kadar sağlıklı duruyorken 2008 yılında çöküşü başlamış bile. 

Amy Winehouse in 2004 & 2008
Hele ki son zamanlardaki resimleri daha korkunç. Odaklanmakta sorun yaşıyor, ayakta duramıyor, yerlere düşüyordu. Kaç kere rehabilitasyona girdi ancak hiçbir şey değişmedi. Ama ne kadar belli de olsa; sonuç kaçınılmaz da olsa insanın haberi ilk duyduğunda şok olmasını engellemiyor. Çok yazık etti kendine ve bizi o muhteşem sesinden mahrum bıraktı. Gerçekten çok beğendiğim bir sestir. Sadece sesinin rengini değil; şarkılarını da çok severim. Bazen öyle dönemlerim olur ki bir süre çalışırken sadece Amy Winehouse dinlerim. Media Player tekrara girer ben durdurmam. Özellikle her biri birbirinden mükemmel parçalardan oluşan son albümüne hastayımdır. 

Daha yazacağı, söyleyeceği çok güzel parçaları olacaktı eminim. Ama yenileri gelemeyeceğine göre elimizde kalanlarla idare edeceğiz artık. Diyecek çok bir şey yok; mekanı cennet olsun diyerek sizi sevdiğim parçalarından birisi ile başbaşa bırakıyorum.

21 Temmuz 2011 Perşembe

İş.. İş.. İş..


Bu aralar o kadar yoğunum ki hiçbir şey yapmaya vakit bulamıyorum. Tamam zaten düzenli olarak yazan biri değildim de bu sürede de blogu iyice boşlamışım onu fark ettim. Neyse yakın zamanda sahalara dönmek üzere sizleri en sevdiğim karikatürlerden birisi ile baş başa bırakıyorum.