14 Mart 2011 Pazartesi

Erciyes Saçmalığı

Bu yıl kayak sezonunu malesef çok geç açabildik. Şubat'ın son haftasonunda Kartalkaya'daydık ve kayağı ne kadar özlemiş olduğumuzu fark ettik. O nedenle kış sezonu kapanmadan doyasıya kayak yapalım istedik ve daha önceden de gitmediğimiz bir yer olsun diyerek 4 günlük bir Kayseri - Erciyes turu ayarladık. Ayarlamaz olsaydık. Amacımız doyasıya kayak yapmaktı ya hani; yalan oldu. 4 günün sadece birisinde; onda da yarım gün kayabildik ancak. Günübirlik gittiğimiz Kartalkaya'da bile bu 4 günde kaydığımızdan çok daha fazla kaymıştık.

Böyle saçma bir yer olamaz. Esasında ciddi potansiyeli bulunmasına rağmen bir işletme nasıl olmalıdır; nasıl ileriye gider bilmeyen insanlar tarafından işletildiğinden harcanan bir yer. Hafta arasında az insan bulunduğundan liftler sadece ilk etapta açılıyor; ama o da sis, kar, tipi, fırtına vs. olmazsa. Hatta bazen sebepsiz yere bile açılmadığı oluyor. Açık olan ilk etap sadece tek bir pistten kaymanıza imkan veriyor. Bu pist de doğru düzgün ezilmemiş, eğimin çok az olduğu, yaklaşık 1-1,5 km'lik bir pist. Ehhh oradan kay kay insana bıkkınlık geliyor. Gerçi bıkacak kadar kayamadık ama 4 gün sadece orada kaysak bıkardık kesin.

Dağın yukarı kısımlarındaki pistlerden kaymanızı sağlayacak diğer liftler ancak haftasonunda açılıyormuş. Haftasonu çok kalabalık olduğundan biz hafta içi gitmeyi tercih etmiştik; ama hata etmişiz. Kalabalık dediğim öyle böyle değil. Normal kayan kalabalıktan bahsetmiyorum. Kızağını alıp gelen ya da kiralayan çocuklar; pist başında çocuklarının kayışını izleyen aileler; kar motorları ile yarış yapan gençler... Yani kayan haricinde herkes tarafından yaratılan bu kalabalık hem kayanlar hem de diğerleri açısından ciddi risk teşkil ediyor. Hafta içerisinde bile örneklerini gördüğümüzden çok net konuşabiliyorum.

Hal böyleyken burası neden bir Kartalkaya olamıyor diye sormasın insanlar. Ben hafta içinde Beden  Terbiyesi'nden 2-3 adamın kaprisini çekip doğru düzgün bakılmayan 1,5 km'lik piste mahkum olacağım bir daha gelir miyim oraya? Bir daha kimselere iyi bahseder miyim oradan? Güya Erciyes'i geliştirmek için Master Plan devreye konulmuş. Bittiğinde toplamda 75 km'lik pist olacakmış. Açık olmadıktan sonra ne yapayım 75 km'yi?? Bu zihniyet değişmediği sürece bir değil bin Master Plan yapılsa Erciyes yine de adam olmazzzz.

Neyseki gittiğimiz otelden yana bir sorunumuz olmadı. Dağın tek 4 yıldızlı oteli olan Grand Eras'ta kaldık. Pazar günü haftasonu gelenlerin çıkış günü olduğundan bizim girişimize güzel bir oda ayarlayamamışlardı ama ertesi gün otel de müsait olduğundan suit oda verdiler sağolsunlar. Odadan yana rahat ettik. Zaten yemekleri de muhteşemdi. Hani bence Erciyes'e gitmeyin ama gidecekseniz de bu otelde kalabilirsiniz. Yok illa gideceğiz diyorsanız giderken Kayseri'nin en bilinen restoranlarından Kaşık-La'ya uğrarsanız bana duacı olursunuz. :))

En sevdiğim yemek mantııııı


Bu da yemeğe hazır hale gelmiş versiyonu


Ve mükemmel biriktelik Kaşık-La tabağı (Yağlama, Sarma, Yağ Mantısı ve İçli Köfte bir arada)


Bu arada Erciyes'ten inişimiz de süper şenlikliydi. Görüşün yer yer 10 metrenin altında kaldığı korkunç bir tipi, sis ve rüzgarın eşliğinde indik. Önümüzü görebilmek için mecburen gözümüze kayak gözlüklerimizi takmıştık. Ehhh o gözlüklerle diğer ekipmanlar olmadan pek bir komik olduğumuzdan araba içerisinde iki atom karınca gibi duruyorduk. :))) Aşağıda dağa çıkış yolunu kapatmış olan polis arabası bizi görünce peşimize takılıp durdurdu ve pek bir şaşkın halde bu havada nasıl indiğimizi; yukarıda jandarmanın bizi uyarıp uyarmadığını sordu. Meğersem yol çoktan kapatılmışmış. Ne inişe ne de çıkışa müsade edilmiyormuş. :)) Bakın görüşün en yüksek seviyede olduğu andan bir kare.


Ehhh elbet haberiniz olmuştur; Ankara Sibirya ile bir yarış içerisine girmiş. :) Ankara'ya geldiğimizde gördüğümüz manzara bizi şok etti. Dağ havası bizden önce Ankara'ya ulaşmıştı. Ya da kutup havası mı desem?? Tek şeritte bile ilerlemenin çok zor olduğu sevgili başkentimizin kapanmaması gereken yollarından biri olan çevre yolundan ite kaka evimize geldik. Geldik ama otoparka girmenin imkanı yok; otopark bariyerinin orada kara saplandık kaldık. Zaten kalmasak da bir şey değişmezdi; zira otoparka giren birisi de ilerleyememiş ve oracıkta kontağı kapatıp gitmiş. Neyse yol kenarında iyi kötü bir yer bulduk da oraya park ettik. Artık bu kar ne zaman kalkar yerden bilinmez. İşte bir alt sokağımızdan görüntüler.


Erciyes'te doğru düzgün fotoğraf çekemedik. O nedenle son olarak halen en sevdiğim kayak merkezi olan Kartalkaya'dan görüntülerle sizi baş başa bırakayım.




4 yorum:

  1. Mantiyi hic sevmem ama bir sonraki tabagi gorunce ekrani yalayacaktim az kalsin, cok guzel gorunuyor :)))

    YanıtlaSil
  2. Üzüldüm ablam ya Erciyes'in istediğin gibi geçmediğine :/ çok da heveslenip gitmiştiniz..
    Fotograflar çok güzel bu arada :)) Ankara ne hale gelmiş öyle , bende bizim halimize üzülüyordum güyaa :P Gerçi burası da fena ayaz yaptı..

    Ben şimdi o tabakları görünce acıkmazmıyım ? acıkırım... :(((

    YanıtlaSil
  3. Yıh, yıh, yıh
    Ablam banada bir sorsaydın keşke giderken :D
    Ben söylerdim başka yere git diye .kop :D

    YanıtlaSil
  4. A-H valla bizim de tabağı bir yalamadığımız kaldı. Sildik süpürdük hepsini. :))

    Ankara beter durumda Handanım. Valla bütün kış yağmayan kar tek bir gün içerisinde yağmaya karar vermiş. Feciydi feciiii

    Yaptık bir hata Öndercim sorma.

    YanıtlaSil