27 Ocak 2011 Perşembe

Fosforlu Cevriye



2008 - 2009 sezonunda oyun sahnelenmeye başladığı andan itibaren benim de bilet bulma mücadelem başladı. Bilmem bilirmisiniz; devlet tiyatrolarının biletleri oyunun sahneleneceği günden 13 gün önce saat 10:00'da gişelerden; 10:10'da ise internetten satışa çıkar. Ben her gün saat 10:00'da internet başına bir umut bilet bulmak için dikiliyorum ve her gün aynı manzara ile karşılaşıyorum. 
Dolu Yer:365; Boş Yer: 0

Yılmadan, usanmadan bu sahne Fosforlu Cevriye'nin sahnelendiği haftalar boyunca tekrarlanıyor. Her seferinde bir umut; her seferinde bir hüsran... Resmen kapalı gişe oynuyor ve bu benim daha da meraklanmama ve hırs yapmama sebep oluyor. Bu şekilde geçen yaklaşık 7 ayın ardından nasıl olduysa satışa çıkan yeni bir günde arka sıraların ortalarına doğru yer bulabildim. Normal şartlarda çok arka sıralarda olması sebebiyle almayacağım yerlerden olmasına rağmen söz konusu Fosforlu Cevriye ve 7 aylık bir emek olunca tereddüt bile etmeden o biletleri aldım ve heyecanla o günü beklemeye başladım.

Oyun, hemen ön çaprazımda oturan adamdan yayılan inanılmaz korkunç ter kokusu ya da oyunun ilk yarısını tamamlayan ancak rahatsızlığı sebebiyle ikinci perdede rol alamayan Deniz Baytaş'ın yokluğu gibi her türlü olumsuzluğa rağmen muhteşemdi. Kalabalık kadrosu ile göz dolduran ve mükemmel oyunculuk ile büyüleyen oyun, aynı zamanda süper bir müzik ziyafeti de sunuyor. Hızlı bir tempo ile giriş yapan oyun, öyle güzel devam ediyor ki 3 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Yer yer kahkahalar, yer yer ise iki üç damla gözyaşı eşliğinde izlenen oyun bittiğinde alkış yağmuru sebebiyle perde bir türlü kapanamıyor. Perde kapandığında ise yüzünüzde bir tebessüm ile oyundan şarkıları mırıldanarak ayrılıyorsunuz.

Tabi ki böylesi bir güzellik bir kere daha izlenilmeli; hem de en ön sıradan diye düşündüğümden tekrar araştırmaya başlıyorum. O sezon tamamlanıp da 2009 - 2010 sezonu başladığında bekleyişim devam ediyor. Ne demişler sabreden derviş muradına ermiş. Tarih 01 Aralık 2009'u gösterdiğinde ben Fosforlu Cevriye'yi en ön sırada ikinci kez izlemek üzere koltuğuma kurulmuş; heyecan ve merakla bekliyordum. Bu defa çok daha başka görüyorum, çok daha detaylı, çok daha güzel, çok daha büyülü. Bir kere daha aşık oluyorum Fosforlu Cevriye rolündeki akıl almaz başarılı Feray Darıcı'ya... Bir kere daha kahkahalardan yıkılıyorum Güllü rolündeki Kader İlhan sayesinde. Her biri ayrı başarılı onlarca  oyuncu ahenkle şarkılar söylüyor ve uyum içerisinde dans ediyorlar. Fazla söze gerek yok; kesinlikle muhteşem... Fırsatı olan herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. Ben mi? Bu sezonda bir kez daha izlemek için yeniden bilet takibine başladım ama bir türlü denk getiremedim...

Daha detaylı bilgi, oyunun fragmanı ve oyundan fotoğraflar için devlet tiyatrolarının sitesini ziyaret edebilirsiniz. Buraya buyrun.

2 yorum:

  1. bende istiyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm ! :(
    14 şubata kadar boş yer olurmu ki :D
    beraber gidebilmeyi çok isterdim ablam yaa :(

    YanıtlaSil
  2. nerdeeeeee :(
    bakıyorum ama hiç boş yer yok
    evet ben de sana izletmeyi çok isterim

    YanıtlaSil