14 Ekim 2011 Cuma

Sensiz 5 Yıl Bitti Be Dostum!

Kaybetmek nedir bilmeyenlerin aksine çok kişiyi kaybettim ben hayatımda. Hem de çok küçük yaşta başladı bu kayıplar. Kimi çok önemliydi kimi kıyısından girmişti hayatıma. Ama her biri bilinmeyene doğru giderken bir şeyler aldı götürdü benden. Kimi çocukluğumu, kimi gençliğimi, kimi de ışığımı aldı yanına giderken. Ben kalanlarla idare ettim hep. İdare etmesini bilemeceğim anlar da gelebilir bir gün ama şimdilik çok şükür ki çekirdek ailemden herkes hayatta...

Sene 1993. Ertesi gün tatile çıkacağımız bir yaz akşamı. Ayvalık yolunda bir araba, içindeki 6 çocuktan 5'ini bilinmeyene doğru götürdü. Yeni ehliyetini alan bir çocuk ile arkadaşı beraberinde 3 arkadaşımızı aldı giderken. Birisi sevdiğim yakın bir yazlık arkadaşımdı. Henüz 15 yaşındaydım ve çocukluk yıllarımın en travmatik olayı belki de buydu. İlk kez bir yas evine ve cenazeye gittim ve yaşadıklarım çok uzun seneler boyunca bırakın cenazelere katılmayı en yakın aile dostlarıma bile başsağlığı dileyemememe sebep oldu.   


Sene 1996. Üniversiteden bir arkadaşım yaz tatili için gittiği memleketinden bir daha dönemedi. Yakın arkadaşım olmasa da o dönemde içerisinde bulunduğum gruptan birisiydi.   


Sene 1997. O yıllarda berbat olan Bodrum yollarında mıcıra kapılan bir araba taklalar attı. Arabayı kullanan abisinin aksine yanındaki eski bir erkek arkadaşım kazadan kurtulamadı. Henüz ölümlere alışamadığım yıllar olduğundan cenazesine gidemedim. 


Sene 2000. Anneanem beklenen sona doğru giderken ben de yıllar sonra ikinci kez bir cenazeye katıldım. Bekleniyor olması hazır olmanızı sağlamıyor. Zaten ölüme de hazırlanılamıyor.


Ama en beklenmeyini, en hazır olmadığımız seninkiydi be dostum. Ölüm en çok sana yakışmadı be kuzum. Bunca kayıbın yanında seninki bir başkaydı. Sen hayatımda bana en yakın ilk halkada yer alanlardandır. Bunca kayıba rağmen kaybetmenin ne demek olduğunu seninle anladım. Bilir misin o günden bu yana artık yüzüm ışıldamaz oldu tam olarak. Fotoğraflarda başka bakıyorum artık.


5 yıl oldu bugün. Koskoca 5 yıl geçmiş sensiz. 2006 yılında bugün Cumartesiydi. Çamaşır asıyordum haber geldiğinde. Kaza yapmış, hastanedeyiz, gelin dedi bir diğer dostumuz. Sesi ciddiydi.. Korktuk.. Söylendik kemerini takmamıştır bu adam gene diye.. Dua ettik ciddi bir şey olmasın diye.. Ama hastane önünde arabadan inerken ağlayarak yanımıza koşan dost yüzleri görünce bitti her şey. Oraya yıkıldık. Göstermediler bile son kez yüzünü. Meğer son kez görmüşüz seni 5 gün önce.   


İnsanoğluna verilen en büyük nimet alışmak sanırım. Alışıyorsun.. Acılar daha katlanılır oluyor bir süre sonra. İlk günler çok zorken sensizlik sonraları alışmanın yolunu buluyorsun. Önceleri gülemiyorken sensiz, sonraları güldüğünde suçluluk hissediyorken bir süre sonra bir bakıyorsun kahkalalar atıyorsun yeniden. Bazen buruk, bazen içten kahkahalar dökülüyor yeniden dudaklarından. Bir şekilde hayatına devam etmenin yolunu buluyorsun.


Biz de devam ediyoruz. Unutarak değil seni; hatıralarımızda yaşatarak. Cem Yılmaz'ı her gördüğümüzde özlemle hatırlıyor, kahkahalarla gülerken espirilerine bazen birden gözyaşlarına boğuluyoruz. Sen gelip sohbetimizin ortasına düşüyorsun bazen beklenmedik bir anda. Gülerek hatırlıyoruz seni çoğunlukla. Ve gün be gün tüketiyoruz buradaki zamanımızı; orada yanındaki yerimizi tutmuş olmanı umarak.

3 yorum:

  1. :((( bagazim dugum dugum oldu, bilemedim ne diyecegimi, basiniz sagolsun gidenlerde huzur icinde yatsin...

    YanıtlaSil
  2. Bu mesajın bile çok anlamlı; teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. belki ben ilk halkadan birini kaybetmiş olabilirim ama dost acısı bambaşkadır ablam. düşüncesine bile kalbimin sıkışıp ağlamama neden olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. belki kaybetme acısını bilmesem bu denli hissedemzdim de bunu...
    her halukarda berbat bir olay.
    acıdır insanı büyüten derler ya hani , bu işte en berbat büyüme şekli.

    tek dileğim hem senin hem benim hemde diğer kişilerin tüm değerlilerinin huzurlu bir yerde olması...


    aslında alışmak acıyı pek dindirmiyor aslında , özlemi körüklüyor....
    dediğin gibi alışmak bize verilen nimetlerden en güzeli.... :(

    YanıtlaSil