22 Ekim 2011 Cumartesi

Sersem Kocanın Kurnaz Karısı

Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Geçen hafta Haldun Taner'in yazıp Semih Sergen'in yönettiği "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" isimli oyuna gittik. Hayatımında izlediğimiz en kötü tiyatro oyunuydu diyeceğim ama sonuna kadar izleyemedik bile. Çok acımasız bir eleştiri gibi görünebilir ama inanın değil. 10 küsür yıldır Ankara'da sergilenen ve Ankara'ya turneye gelen devlet tiyatrosu oyunlarının büyük kısmını izleyen, tiyatronun daimi seyircilerinden birisi olarak bu yorumu yaptığımı düşünürseniz oyunun vahametini varın siz düşünün.

Öncelikle tiyatronun başarısı bence oyunculara bağlıdır. Çok güzel bir senaryoyu oyuncular batırabilir ya da çok kötü bir senaryoya rağmen oyuncular için katlanabilirsiniz. Dolayısıyla ilk eleştirim oyunculara olacak. Semih Sergen çok başarılı bir yönetmen, iyi bir şair ve yıllanmış bir oyuncu olarak mükemmel bir akıl hocası falan olabilir; bilemem ama artık sahnenin önünde yer almasın. Hele ki başrolde!! Hem de genç bir damat rolünde!!! Adam kayınpederi rolündeki kişiden çok daha yaşlıyken nasıl bir inandırıcılık bekliyorsunuz?? Eskiden çok başarılı bir oyuncu olabilir ama artık söylediklerinin çoğu anlaşılmıyor. Sahneyi gençlere bırakmasının vakti gelmiş. Ya da sadece sahne özlemini gidermek için geçen hafta "Kantocu"da izlediğimiz yıllanmış çınarlar gibi 10 dakikalık küçük rollerde yer alacak ve sonunda en büyük alkışı alanlardan olacak. 

Tiyatro zor zaanat. Esasında rol yaparsınız; rol yaptığınızı, yaşananların gerçek olmadığını bunun bir oyun olduğunu herkes bilir; ama rol yaptığınız belli olursa başarısız olursunuz. Oyuncuların konuşması, davranışları, mimikleri gerçek gibi olmalı. En azından oyun boyunca aynı şekilde devam etmeli. Ermeni şivesi ile konuşmaya çalışan biri olmamalı karşınızda; gerçekten Ermeni sanmalısınız o kişiyi. Arada karıştırıp düzgün Türkçe konuşmamalı kişi; her daim aynı tonlamada olmalı. Olmuyorsa oldurmalı; hala olmuyorsa zorlamamalı. Ya oyuncuları değiştirecekler ya da bu oyunu sahnelemekten vazgeçecekler.

İkinci eleştirim senaryoya geliyor. Oyunculuk berbat da senaryo çok mu güzel; hayır. O da en azından onun kadar berbat. Sahneleyecekleri oyunun provasını yapan bir kumpanyanın oyuncuları izliyoruz. Sahneleyecekleri oyun da berbat ötesi. Dekor deseniz zaten yok.. Yani daha kötü olabilir miydi derseniz; hayır sınırları zorlamış ve en kötüyü yaratmışlar.

Merak ediyorum oyun sahnelenmeye hazır hale gelmeden önce izleyip dürüstçe fikrini beyan eden olmadı mı hiç?? Bu olmadı, zorlamayalım ve geçen sezonlardan sevilen bir oyunu yeniden sahneleyelim diyen çıkmamış mı? Kapalı gişe oynayan onlarca oyun vardı. Mesela "Sen de Gitme Triyandafilis" veya "Çiçekleri Sarı Kıza Yedirdim" ya da "Aslan Asker Şvayk" hatta "Hayvan Çiftliği" Varın onlardan birini oynayın yeniden ve izlemeyen ya da yeniden izlemek isteyenler izleyip övgüyle bahsetsinler.

Haaaa diyebilirsiniz ki "ikinci yarıyı izlemeden çıkmışsın; esasında ikinci yarıda mucizeler yarattı; muhteşemdi, sen kaçırdın" o zaman da ilk yarının sonlarına doğru ikinci yarıya ilişkin ışık yakmadığına yansınlar. Çünkü emin olun tek çıkan biz değildik. Salonun en azından dörtte biri söylenerek terk etti salonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder