9 Ağustos 2012 Perşembe

Yeni Güzelliğim

İnsanlar hazır indirim sezonu başladı diyerek mağazalara koştururken benim gidip aldıklarım indirim sezonuyla çok alakasız oldu. Biliyorum pahalı zevklerim var. Taaa orta okuldan beri böyleydi bu durum. Herkes incik boncuk takar, hadi bilemedin gümüş takar ben altın isterim her fırsatta. Evde annemin tüm mücevherlerini indirir, tek tek bakar, dener ama hiçbirini takmazdım. Annemin babası kuyumcuymuş. Ama zanaatkar olanından. Sanırım bu zevk bana ondan miras kalmış. :)) Annemin o kadar orijinal şeyleri vardı ki bakmaya doyamazdım.

Ben de her edindiğim parçayı özenle kullandım ve bir çoğunu hala çok severek kullanmaya devam ediyorum. Ama bu deli gönül ne zamandır zümrütlü bir yüzük istiyordu. Aklıma koydum ama bir türlü beğenemiyordum. Baktım istediğim gibi bulamıyorum en sonunda yaptırmaya karar verdim ve ortaya bu güzellik çıktı...


Çiçeğin ortası elmas, etrafı pırlanta, yaprakları ise zümrüt. 


Sonrasında teslim alamaya gittiğimde ise dayanamayıp aşağıdaki zümrütlü kolyeyi de aldım.



O kadar çok sevdim ki onu takmak için kombinasyon yaratıyorum. Evde bile takasım var. :)) Bir de geçen aylarda aldığım üç zincirli kolyem var. O da bu aralar en severek taktıklarımdan birisi.


2 Ağustos 2012 Perşembe

Antigone


Neredeyse yeni sezon açılacak hala anlatılmayan 2 oyun var. Neyse haydi biriyle başlayalım. Ankara’ya turneye geldiğinde İstanbul Devlet Tiyatro’sunun oyunu "Antigone”u izleme imkanı buldum. Sophokles’in yazıp Kenan Işık’ın yönettiği tek perdelik oyun yaklaşık 1 saat 40 dakika sürüyor. 

Oyun bir silah sesinin ardından açılıyor. Hoperlörden gelen ön bilgilendirme dekorun üzerinden akarak gidiyor. Dekor bende tam bir Nemrut havası yarattı ve bir kez daha orayı ne kadar çok görmek istediğimin farkına vardım. Yaklaşık 15 dakikalık bu anlatım ile hikayeye ve karakterlere dair gerekli olan ana bilgilere sahip oluyor ve oyunu daha rahat anlamak için hazır oluyoruz.

Ana konuya gelirsek Thebai Kralı Oidipus’un ölümünün ardından krallığı oğulları sırasıyla yönetmeye karar veriyorlar. Ancak sıra diğer kardeşe geçeceği sırada tahtı terk etmek istemeyen kardeş savaşa tutuşur ve her ikisi de ölerek tahta varis başka erkek olmadığında yönetim Oidipus’un karısının kardeşi Kreon’a geçer. Kreon taht sırası gelen kardeşi yüceltirken tahtı terk etmek istemeyen kardeşi lanetler ve gömülmeyip cesedinin kurda kuşa bırakılmasını emreden. İşte bu emre karşı çıkan kız kardeş Antigone’un ve bu vesileyle yaşananların hikayesi.

Oyuncular genel olarak normal bir performans sergilemişler. Öyle çok aralarından sıyrılan ya da akılda kalan bir performans olmadı. Oyunun tek perdede bitirilmesi ise yerinde bir karar olmuş bence. Evet normal oyunlara kıyasla daha kısa bir perde ama yine de tek solukta bitiyor, araya başka şeylerin karışmıyor olması güzeldi. Ancak iki eleştirim olacak ki bunun bir tanesi kralın tahtı konumundaki saçma sapan tekerlekli büro koltuğu. Normal şartlarda İstanbul’da da böyle mi oynanıyor ya da orada sabit bir koltuk vardı da buraya mı taşınamadı bilmiyorum ama hiç hoş görünmüyor. Belki de oyunun modern dünyada da halen geçerliliğini göstermek için böyle bir simge seçtiler bilmiyorum ama çok özensiz bir görüntü sunuyor. Bir diğer eleştirim ise Kral Kreon’un kıyafetine geliyor. Kaftan görüntüsü mü yaratmak istediler yoksa onu da mı modernize ettiler bilmiyorum ama siyah ceketin üzerine dore kumaşı gelişigüzel dökmekle ne yaratmak istediler anlamadık.

Genel hatlarıyla izlenebilir hatta güzel diyebileceğim bir oyundu. Daha detaylı bilgi, tanıtım videosu ve oyundan fotoğraflar için devlet tiyatrolarının sitesini ziyaret edebilirsiniz. Buraya buyrunuz.