29 Haziran 2012 Cuma

Bu Sefer Hazırım

Alegria - Cirque du Soleil


Yaklaşık 1,5 yıl önce Cirque du Soleil ülkemize ilk kez gelmiş ve ben çok istemiş olmama rağmen işlerimi ayarlayıp da bir türlü "Saltimbanco"yu izlemeye gidememiştim. Bu kez "Alegria" ile geliyor Cirque du Soleil ve ben geçen seferden deneyimli olduğumdan işlerimi ayarlamayı düşünecek olursam gene gidemeyeceğimden korkarak işler bu programa göre ayarlansın diyerek daha satışa çıkmadan üyelere özel ön satıştan ilk akşam için biletlerimi aldım. 






 4'ü Anadolu Yakası'nda 4'ü ise Avrupa Yakasında olmak üzere toplamda 8 gösteri yapacaklar. Alegria hakkında detaylı bilgi için sitesini ziyaret edebilir; bilet satın almak için buraya tıklayabilirsiniz

18 Haziran 2012 Pazartesi

Los Vivancos

24 Mayıs'ta Ankara'dan ve 25 Mayıs'ta da İstanbul'dan 7 muhteşem adam geçti :) Los Vivancos...


Los Vivancos


Los Vivancos 7 kardeşten oluşan bir grup. Bu yıl dünya prömiyerini yaptıkları "Aeternum" ile ülkemize geldiler. Flamenko yapıyorlar diyeceğim ama ciddi anlamda yaptıklarına haksızlık etmiş olurum. Ya da şöyle demek gerekir bu adamlar Flamenko yapıyorsa diğerleri gidip kumda oynasınlar.  Her biri profesyonel dans eğitimi almış ve bir süre kariyerlerine ayrı devam etseler de sonradan Los Vivancos'u kurmuşlar. Sadece dans etmekle kalmıyor hemen hepsi bir enstrüman da çalabiliyorlar. 


Her ne kadar kendim beceremesem de dansın hemen her türünü izlemeyi severim. Esasında biletleri alana kadar grup hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Sonra biraz araştırdım ve araştırdıkça merakım ve heyecanım arttı. Neyse ki o ara başka telaşlar vardı da bilet alışımla izlemem arasında geçen 1,5 aylık zaman çabuk geçti. 


Aeternum - Los Vivancos


Beklediğime kesinlikle değen, büyük bir memnuniyet ile ayrıldığım bir gösteri oldu. Öncelikle ilk kez Ankara Congresium'da bir şey izledim. İlk olarak oradan bahsedeyim; çok beğendim. Çok güzel yapılmış. Oturma düzeni şahane. İnanılmaz büyük ve modern olmuş. Otopark yeterli sayıda gibi duruyor ancak otoparkın ücretli olduğunu girişte bir yazı ile belirseler insanlar paralarını hazırlar orada görevlilerle tartışıp arkadaki insanları bekletmezlerdi.


Los Vivancos
Gösteri yaklaşık 2 saat sürdü. Her şeyiyle çok güzeldi ama özellikle sonunda ağzımızın açık kalmasına sebep oldu. Son bölüm kesinlikle muazzamdı. Son bölümden hemen önce esasında gösteri sona eriyor ve alkışların hemen ardından hepsi sahneden inip salonda aralarda koşturarak hepimizin bir kez daha gönlünü kazandılar. Bu kadar komplekssiz oluşları çok hoş. Onların yeniden sahneye çıkmasıyla beraber izleyicilerin hiçbiri yerine oturmadı. İzleyicilerin tamamı ayakta ve tempo tutarken bu sahne gerçekleşti. Önce yazarak anlatmayı denedim ama bir türlü tam olmadı. Sonradan tam da benim izlediğim gün ve yerde gösteriyi izleyen birisinin tam da bahsettiğim kısmını youtube'a eklediğini gördüm. İzleyin işte şöyle bir şey.





Gene olsa bir kez daha gideceğim derecede güzeldi. Olur da izleme fırsatı bulursanız bence kaçırmayın. 



10 Haziran 2012 Pazar

Kafes Arkasında

Kafes Arkasında
Esasında tiyatro sezonu kapanalı çok oldu; ancak ben işlerimin yoğunluğundan son izlediğim oyunları anlatamamıştım. İşte bunlardan birisi Musahipzade Celal'in yazdığı Kafes Arkasında oldu. 2 saatten biraz daha uzun süren oyun 2 perdelik bir komedi. Komedi dediysem sadece ilk yarısı komedi diye de eklemeden edemeyeceğim.

Oyunun ilk perdesi ne kadar keyifliyse ikinci perdesi de bir o kadar sıkıcı ve yorucu. İlk perdedeki kahkahalarınız ikinci perde için güzel düşüncelerle girmenizi sağlasa da ikinci perdedeki bağırış çağırışlar çok yorucuydu. Güzel bir iki espiri ve karakteri resmen sündürmüş ve yazık etmişler.
 
4 karısı ile 4 ayrı evde mutlu mesut yaşarken bir karısının ölümü üzerine eksik kalmamak için yeni bir eş daha almak isteyen hoca efendi rolünde başarılı tiyatro oyuncusu İsmet Numanoğlu var. Her bir karısını namus, iffet kisvesi altında kafesler ardında hapse mahkum etmiş kendisinin ise gözü hala dışarıda. Kesinlikle başarılı bir oyunculuk sergilemiş.


Ama oyunun en başarılı ismi kesinlikle Özgür Öztürk. Kendisine tek kelime ile hayran bıraktı. Hele nefessiz kaldığı sahnedeki mimikleri inanılmaz. İzlenirse sadece onun için izlenir. Ama onun oyunculuğu için bile olsa ikinci yarısı değil. Katlanması çok zordu ikinci perdeye. Yahudi rolündeki başarısıyla Ulaş Ersoy bile kurtaramamış ikinci perdeyi.

Pervin Ünalp ve Selma Bayraktargil'in de oyunculuklarının hakkını yememek lazım. Her ikisi de ilk perdenin incileri. Oyunu alıp götüren isimler. Keşke tek perdelik olsaymış da ben de çok eğlenceli, kesinlikle gidin diyebilseymişim. Haaa ikinci yarıya kalmam tek perde izler çıkarım diyorsanız çok eğlenirsiniz. Gidin o zaman. Ya da daha detaylı kendiniz inceleyemek isterseniz devlet tiyatrolarının sitesine buyrunuz.